Emekli Şirketler

İnsanların emeklisi olur da şirketlerin olmaz mı? Olur hem de tıpkısının aynısı olur.

Nasıl bazı insanlar emeklilik zamanları gelir gelmez hiçte uzatmalara gitmeden emekliye ayrılır, bir köşeye çekilip mütevazı bir hayat sürdürmeyi tercih ederlerse bazı şirketlerde pazarda mütevazı bir alan bulup burada rekabetten mümkün olduğunca kopuk bir emeklilik hayatı sürebilirler.

Ancak bir şirketin rahat bir emeklilik hayatı sürebilmesi için bazı şeyleri baştan yapıyor olması gerekir.

Öncelikle nihai kullanıcı/ tüketici nezdinde önemli bir bilinirliğe ve olumlu bir imaja sahip olması ve ayrıca rakipleriyle yıllara uzanan iyi ilişkileri olması gerekir ki emeklilik dönemleri uzun ve rahat geçsin.

Emekliye ayrılan firmalar hiçbir zaman pazara tam hakim olma iddiasında olamazlar. Pazarın belirli bir kısmında bazı şeyleri iyi yaptıkları için varlıklarını ancak kıtı kıtına sürdürebilirler. Tüketicinin aklında bir yerleri vardır. Tüketiciler bu belirli alanda firmayı tercih ederler ve bu alan rakiplerini rahatsız edecek büyüklükte ve cazip karlılıkta bir alan değildir. Bu yüzden hiçbir rakibinin öncelikli bir hedefi haline gelmezler.

Diğer yandan rakipleriyle eskiden dayayalı iyi hukukları sayesinde  yer aldıkları iş ağında (network) yer almayı devam ettirirler.  Pazara değer önerileri  her ne kadar 40 yıl öncesinin doğruları olsa da sözleri bu ortamlarda kesilmez ve süreyi aşmamak kaydıyla kendilerini  ifade etmelerine izin verilir.

Bu firmalar eski günleriyle bugünü yaşarlar. Bu yüzden gençler tarafından tanınmaz ve tercih edilmezler. Orta yaş ve üstü bu markaya saygı duymaya ve alışkanlıklarıyla alış veriş etmeye devam ederler.

Bazı emekli firmalar markalarını retro alana çekerek beklenmedik sıçramalar sağladıkları da görülür ancak bu durum müthiş bir atılım etkisi yaratmaz. Bu şirketlerde risk almak neredeyse en kötücül günah olarak kabul edilir, diğer bir değişle geleneklere sarılmak ana düsturdur. Bunun bir sonucu olarak pazarda radikal hareketlerde bulunmayıp bilindik birkaç ürünle çok fazla yenilik yapmadan gittiği yere kadar gemiyi yüzdürürler.

Dağıtım ağları zaman içinde kapana kapana çekirdek sayıya düşerler. Bu noktada internet imdada yetişir ve ya kendi basit web siteleri ya da yaygın sanal pazar yerlerinde tüketicileriyle buluşurlar.

Büyük bir rakip bu tarz şirketlerin faaliyet alanına göz koymadıkça, bu şirketler pek fazla bir şey yapmadan yalnızca mevcudu koruyarak yaşamının sürdürürler.

Emekli şirket olmak iyi midir, yoksa kötü müdür sorusuna gelince; zevkler ve renkler nasıl tartışılamazsa böyle bir şirket olmakta tartışılamaz. 

Sonuçta bu işte alan da memnundur satan da. İş gittiği yere kadar gider. Satışlar düşünce ve karlılık bitince, takdiri ilahi devreye girer ve bu şirketler tarihin tozlu raflarında yerlerini alırlar.

Daha Fazla Daha Az