Ülkemiz iş hayatı, ekonomik ve sosyal anlamda zorlu bir dönemden geçiyor. Böyle zamanlarda, üst yönetimin -hissedarlardan yönetim kuruluna, CEO’dan icra kurulu üyelerine kadar uzanan tüm kesimin- sorumluluğu daha da artıyor.
Ülke Sevgisi ve Toplumsal Sorumluluk
Bu görevi yerine getirirken, akıllarda kalacak ve zor anlarda rehberlik edecek en kritik duygu, yaşadığı ülkeye duyulan sevgi ve bağlılık olmalıdır. Bireysel çıkarları ikinci plana atarak toplumsal amaçları öne çıkaran bu his, sürdürülebilir başarının temel taşıdır.
Kâr amacı güden bir işletmeyi yönetme sorumluluğu elbette önemli, ancak üst yönetim, doğup büyüdükleri, yaşadıkları ve iş yaptıkları topraklara olan bağlılıklarını asla unutmamalıdır. İş yapmak her geçen gün zorlaşsa da başarılı olmanın ve devamlılığı sağlamanın bir yolunu bulmak zorundadırlar.
Şikayet Etmek Bir Seçenek Değil
Üst yönetim, hiçbir durumda şikayet etme veya teslim olma lüksüne sahip değildir. Çünkü bu kişiler pes ederse, işletmeler durma noktasına gelir. Binlerce çalışanın hayatı olumsuz etkilenir, ülkenin ekonomik geleceği risk altına girer.
İnsanlara Küsme Lüksü Yoktur
Her ne yaşanırsa yaşansın çalışanlara kırılmak, sendikayı rakip görmek herkese şüphe ile yaklaşmak hiç ama hiç iyi duygular olarak karşımız çıkmaz bu dönemde…
Yurt Dışına Taşınmak Kalıcı Çözüm Değil
Son dönemde bir alternatif olarak ortaya atılan "fabrikaları ve iş yerlerini yurt dışına taşımak" fikri, kalıcı bir çözüm olamaz. Gidilen ülkeler, firmalar için yalnızca geçici bir sığınaktır. Tarih, ana vatanını terk eden şirketlerin çoğunun uzun vadede yaşayamadığını gösteriyor. Bu tür şirketlerin ne kadar azının hayatta kaldığını ve büyüdüğünü görmek için geçmişe bakmak yeterlidir.
Sahada Olmak ve Liderlik Etmek
Çalışanları işine ve şirketine bağlamanın en etkili yolu, onlarla gerçek bir bağ kurmaktır. Üst yönetim, odalarından çıkmalı ofislere ve sahaya pozitif enerji ile inmelidir. İşlere karışmamalı yalnızca çalışanların yanında olduklarını hissettirecek iletişimi kurmalı, sorunlarını dinlemeli ve onlara örnek bir liderlik sergilemelidir.
Doğru Olan: Mücadeleye Devam
Doğru olan, zor da olsa "işin kitabına uygun" hareket etmektir:
- Hemen harekete geçmek
- Çalışanları; ürün kalitesine, teknolojiye, verimliliğe ve dijital dönüşüme odaklamak,
- Pozitif ve kararlı bir enerjiyle ekibi motive etmek.
Sonuç
Üst yönetim, bu zorlu dönemde yalnızca bir "karar verici" değil, aynı zamanda bir ülke gönüllüsü, çalışanların rol modeli ve sürdürülebilirliğin mimarı olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, gerçek başarı, "vazgeçmeyenlerin" ve "aidiyet duygusunu kaybetmeyenlerin" eseridir.
Daha Fazla Daha Az