Bu Topraklarda Çokça Yaşanan Bir Hikaye: Birlikte Çalışabilir miyiz?

İlk Söz Çocukta: Babamla Çalışabilir miyim?

Babamı çok seviyorum. Sağ olsun; iyi yetişmem, iyi bir eğitim almam ve kaliteli bir yaşam sürmem için her şeyi yaptı. Ben de bana sunulan bu imkânları en iyi şekilde değerlendirdim. Artık okulum bitti ve babam, kendisiyle birlikte aile şirketimizde çalışmamı istiyor.

Şu an yurt dışındayım. İyi bir eğitim almış olmama rağmen, buralarda iş bulmak eskiye nazaran çok zorlaştı. Aynı sıkıntı ülkemde de var. Kazanacağım paradan ise hiç bahsetmiyorum; sanırım aile şirketimiz haricinde nerede çalışırsam çalışayım, ailemden destek almak zorunda kalacağım. Kendi işimi kuracak cesaretim de en azından şimdilik yok. Tüm bu faktörlere bakınca, en ideal tercih olmasa da babamla çalışacakmışım gibi duruyor.

Ancak bu konuda ciddi endişelerim var. Şirketimiz adeta babamın evi gibi... Annem nasıl evimizin kraliçesiyse ve ondan habersiz hiçbir şey yapılamıyorsa, her şey onun kontrol ve güdümündeyse; şirket de aynı şekilde babamın krallığı altında.
Onunla çalışabilmem için onun gibi olmam gerekiyor. Kurallarına ve isteklerine harfiyen uymadan huzur içinde çalışma imkânım yok. Ancak ben o değilim, üstelik onun gibi olmak da istemiyorum.

Bu isteğim sadece şahsi bir beklenti de değil; onun bakış açısının artık geçmişte kaldığını düşünüyorum. Şirketteki kritik konumlarda bulunan diğer kişiler de babamın birer kopyası haline gelmiş. Zaten aksini düşünmek zor; bu kadar yıl onunla çalışmış kişilerin farklı bir perspektif geliştirmesi neredeyse imkânsız.

İşin başına tam anlamıyla geçmem için (Allah geçinden versin) en az 15 yılım var. Ben o kadar süre bu düzene katlanabilecek miyim? Diyelim ki katlandım; 15 yıl sonra bu düzeni değiştirecek enerjim ve vizyonum kalacak mı? Ayrıca işler son üç yıldır pek de iyi gitmiyor, şirket rekabette zorlanıyor. Gelecek yıllarda ne olacağımız belirsiz ve babam sürekli şikâyet modunda.

Ne dersiniz Hüseyin Bey, babamla çalışmalı mıyım? Yoksa başka sulara mı yelken açmalıyım?

Şimdi Söz Babada: Çocuğum Bizimle Çalışacak mı?

Çocuğumu çok seviyorum. Kendisini çok iyi yetiştirdi; çok saygılı, çalışkan ve sorumluluk sahibi biridir. Onunla birlikte çalışmayı çok istiyorum ancak kendisinin bu konuda yeterince istekli olmadığını görüyorum. İşe bazen geç gelip erken çıkıyor, toplantılarda çok az konuşuyor ve elinden telefonu düşürmüyor. Sanırım bizim işimiz onu sıkıyor.

İşimiz doğası gereği büyük bir efor gerektiriyor ve bu tempo ona ağır geliyor olabilir. Belki de bir üretim şirketimizin olması ona pek cazip gelmiyor.
İşlerimiz de pek iyi gitmiyor. Eğer çocuğum bana destek olmayacaksa, bu işi daha fazla sürdürmenin ne anlamı var? Acaba yol yakınken şirketi satıp parayı daha sabit bir yatırıma mı yönlendirmek daha mantıklı olur?

Ne dersiniz Hüseyin Bey, bu işin içinden nasıl çıkabilirim?

Söz Şimdi Bende!

Değerli aile büyüğüm, sevgili genç arkadaşım; Her ikiniz de kendi açınızdan haklısınız. Ancak ortada ilgi ve heyecan bekleyen bir işiniz var. Bu dönemde işi ihmal etmek maalesef iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Bir an önce uzlaşmak ve işin gerektirdiği dikkati el birliğiyle sergilemek çok kritik.

Genç arkadaşım, ilk tavsiyelerim sana: Babanın ve şirketin sana ihtiyacı var. Duygu ve düşüncelerini babanla açık sözlü ve samimi bir şekilde paylaşmalısın. Baban bu dürüst yaklaşımını karşılıksız bırakmayacaktır. Onun için senin işi sahiplenmen her şeyden daha önemli. İşi sahiplendiğini ona göstermelisin. Bunun en temel göstergesi ise çok çalışmaktır. Çok çalışmak sadece mesai saatleriyle sınırlı kalmamalı; hafta sonu ya da gece dahi işin geleceği üzerine kafa yorman, babanı hem mutlu edecek hem de yetki devri konusunda motive edecektir.

Değerli aile büyüğümüz, size de naçizane önerilerim şunlardır: Çocuğunuzun işi sahiplenebilmesi için sadece çok çalışması yetmez; ona bir hareket alanı tanımalısınız. Yeni şeyler denemesine, hatta zaman zaman hata yapmasına olanak sağlamalısınız. O, kendine ait bir saha buldukça işin içine daha çok girecek ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaktır.

Değerli aile üyeleri, önerilerim bu yöndedir. Ancak son bir uyarıyı yapmadan geçemeyeceğim: Eğer ikiniz de yukarıda saydığım konularda bir adım atıp bu yolda uzlaşmak istemiyorsanız, lütfen işinize daha fazla eziyet etmeyin. İlgisizlik, şirketin güçten düşmesine ve rekabette geri kalmasına yol açar. İşiniz erir ve geri dönülemez bir noktaya sürüklenir. Bu yüzden; eğer ikiniz de varsanız "yola devam", eğer biriniz bile gönülsüzse o zaman bu işte "yol tamam" demektir.

Daha Fazla Daha Az