Belirsizlikle Yaşamak ve İyi Oluş Halimiz

Belirsizlik, kelime anlamıyla bir durumun, sürecin ya da olayın sonuçlarına ilişkin öngörülemezlik ve bilinmezlik olarak açıklanmakta. Global dünyada ve ülke çapında yaşadığımız gelişmeler, zorluklar insan psikolojisinin işlevselliğini adeta tehdit eder nitelikte. Belirsizlik süreci ve risk algısı, “kendimizi güvende hissedememe halimiz” bizi nasıl etkiliyor?

Biraz bu alana bakmak, nasıl etkilendiğimizi anlamak ister misiniz?

Belirsizlik üç nedenle ortaya çıkabilir:

  1. İpucu içermeyen yeni bir durum,
  2. Bir çok ipucunun olduğu karmaşık bir durum,
  3. Farklı ipuçlarının, farklı bilgiler önerdiği çelişkili bir durum olabilir.

“Geleceği tahmin edebilme” ve “kontrol altına alma” isteği, güvende hissetme, emniyette olduğumuzu bilme ihtiyacımız ile ilişkili.

İnsan canlısı olarak, “etkili olduğumuzu hissetmek” istiyoruz. Bu bizim için ümit verici!

Belirsizliğin arttığı dönemlerde, geleceği öngörebilme, kontrol edebilme ihtiyacımız karşılanmadığında şu tür sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyoruz:

  • Endişede artış
  • Kontrolün yitimi hissi
  • Rutinlerimizde bozulma 
  • Alışkanlıklarımızda değişim
  • Eyleme geçmede, aksiyon almada güçlükler

Belirsizliğin yarattığı tehdit ve sonrasında oluşan endişe duygusu, insan canlısı tarafından “anksiyete ve stres kaynağı” olarak algılanıyor. Kronik strese uzun süre maruz kalmak ve artan kronik stres miktarı, iyi oluş halimiz üzerinde negatif etki yapmakta. 

Yaşadığımız çağda, istikrarımızı ve dengemizi bozan gerçeklikler söz konusu. Böyle bir dönemde “iyi oluşumuzu desteklemek” ve stresle başa çıkma ya da uyum becerilerimizi yeniden yapılandırmaya ihtiyacımız var.

“Peki ama nasıl?”  diyenler ile başka bir bültende görüşmek üzere…

Kendinize iyi bakın.
Uzman Psikolog Ece Cengizalp Adanalı

Daha Fazla Daha Az