Yeni Yıl, Yeni Ben: Hoş Geldin 2025!

Yeni Yıl, Yeni Ben (Ya da Aynı Ben Ama Bir “Tık” İyisi)

2024’ün son eğitiminde bireysel verimlilik konusunu masaya yatırdık. Günlük rutinlerimizi yani alışkanlıklarımızı didikleyip, "Bu gerçekten işe yarıyor mu?" diye sorguladık. Tükenmişlik sendromuna karşı nasıl bir zırh kuşanabileceğimizi, kötü alışkanlıklarımızla nasıl vedalaşabileceğimizi ve elimizden düşmeyen telefonlarımızın (evet, özellikle sosyal medyanın) verimliliğimizi nasıl sabote ettiğini değerlendirdik.

Modern hayatın koşturmacasında kaybolup giden anlarımızı ve sosyal mecralara bakarken buharlaşan saatlerimizi nasıl geri kazanabileceğimize kafa yorduk. Özetle, hayatı daha az “kaydırmanın” ve daha çok yaşamanın yollarını aradık!

Ve 2025 geldi! Yeni bir yıl, yeni umutlar, büyük hedefler ve bolca kendi kendine verilen "Bu sene kesin spora başlayacağım!" sözleri... (Aman dikkat! İlk üç günü çoktan geride bıraktık bile.)

Peki, bu yıl farklı yapabileceğimiz bir şeyler var mı? Elbette! Ama önce, kendimize naz yapmayı, hatalarımızı kucaklamayı ve bol bol gülmeyi unutmayalım. 2025’e güçlü bir başlangıç yapmanız ve yılı dolu dolu yaşamanız için hayatınıza dokunacak önerilerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

1) Tükenmişlikten Korunmak: Kendimize zaman ayırmak, sınır koyabilmek, kısa da olsa rutin fiziksel egzersizler yapmak ve yaşam amacımıza doğru yavaş da olsa ilerlemek tükenmişliği önlemenin anahtarları. Tıpkı "Umudunu Kaybetme" (The Pursuit of Happyness) filminde, Will Smith’in hayat verdiği Chris Gardner karakterinin, dertler yağmur gibi üzerine yağarken dahi amacından vazgeçmeyerek tükenmek yerine küllerinden doğması gibi. Filmi tekrar izlerken Chris’in oğluyla basketbol oynadığı o dokunaklı sahneye özellikle odaklanmanızı tavsiye ederim. 

2) Kötü Alışkanlıklara Veda: Sosyal medya bağımlılığını yönetmek için telefonlarımızın bize sunduğu nimetlerden biri olan ekran süresini arada bir kontrol etmemiz ve bu süreye sınırlamalar koymamız mutlaka işe yarayacaktır. Ve evet, sağlıksız yeme alışkanlığımıza da veda edebiliriz. Tıpkı "Julie & Julia" filminde Julie Powell’ın, 365 gün ve 524 tariflik bir meydan okuma (challenge) ile hayatını ve alışkanlıklarını yeniden inşa etmesi gibi. İnsanın, yeni bir tarifi denemek gibi, eski alışkanlıklarını yeniden şekillendirebilmesi mümkün. Belki biraz yemek yapmak eğlenceli de olabilir! 

3) Öz Şefkat, Kendimize Nazik Olmak: Bu yılın ilk öğrenme hedefi neden kendimize daha nazik davranmak olmasın? 2024’te birçok hedefin peşinde koştuk, bazıları için "Nasıl başaramadın?" diyerek kendimizi hırpaladık. Oysa öz şefkat, başarısızlıkları derslere dönüştüren en güçlü araç. Tıpkı “Marslı” (The Martian) filminde, Mark Watney’nin kendini Mars’ta yapayalnız bulduğunda pes etmek yerine, mizah duygusunu kaybetmeden sorunları adım adım çözmesi gibi...

Hedeflerimize ulaşırken tökezlemek de sürecin bir parçası. Önemli olan, kendimize destek olmayı unutmamak. Küçük başarılarımızı kutlamak, zor bir günün ardından sevdiğimiz bir filmi izlemek veya sıcak bir çay eşliğinde dinlenmek bile ruhumuza iyi gelir. Kendimize “iyi ki varsın” demeyi bu yıl bir alışkanlık haline getirelim.

2025 Yılı için Son Bir Sözüm Var!

Hayat, mükemmel planlarla değil, samimi anlarla güzelleşiyor. 2025’te hedeflerimize doğru yürürken yolda durup nefes almayı, başarılarımızı kutlamayı ve arada bir mola vermeyi kendimize çok görmeyelim. Unutmayalım, 2025’in en büyük başarısı, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ve bu halimizle sevmek olacak. Yeni yılınızda daha az kaydırmanız, daha çok yaşamanız dileğiyle…

Daha Fazla Daha Az